Bakan Tüfenkci'den erken seçim sinyali!

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, başkanlık sisteminin hiçbir zaman askıya alınmadığını belirterek, yeni Anayasayı mecliste kabul edilmesinden sonra mutlaka milletin de onayına sunmak istediklerini söyledi.

Bakan Tüfenkci'den erken seçim sinyali!
15 Ekim 2016 - 00:00 - Güncelleme: 19 Ekim 2016 - 08:50

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, başkanlık sisteminin hiçbir zaman askıya alınmadığını belirterek, yeni Anayasayı mecliste kabul edilmesinden sonra mutlaka milletin de onayına sunmak istediklerini söyledi.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Malatya’daki ziyaretleri kapsamında İnönü Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanan Prof.Dr. Ahmet Kızılay’ı ziyaret etti. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Tüfenkci, rektörlük seçimlerinin artık sistemsel olarak değişmesi gerektiğini söyledi. Üniversitelerde görev yapan öğretim görevlilerinin de bu yönde isteğinin olduğunu belirten Tüfenkci, “Bu isteklere siyaset olarak hükümet olarak kayıtsız kalamayız. Biz öğretim görevlileri arasında seçimlerden dolayı bir husumet yada anlaşmazlık olmasını istemiyoruz. Bunun için de bence rektörlerimizin farklı bir yöntemle seçilmesinin artık zamanı gelmiştir” dedi.

Basın mensuplarının başkanlık sistemi ile ilgili sorularını da yanıtlayan Bakan Tüfenkci, hükümet olarak başkanlık sistemini hiç bir zaman askıya almadıklarını belirterek, “Başkanlık ve yeni Anayasa konusu hem seçim vaatlerimizde hem de hükümet programı içerisinde yer alıyor” şeklinde konuştu. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başkanlık sistemi ile ilgili çıkışını önemli bulduklarını ifade eden Bakan Tüfenkci, “Türkiye’nin artık bu konuyu halletmesi lazım. Ortada bir fiili durum var, bunu hukuki zemine oturtmamız lazım. Türkiye’nin artık bu konuları tartışmaması gerekiyor. Türkiye’nin hızlanması lazım, patinaj yapıyoruz, parlamenter sistem ile gelebileceğimiz, yapabileceğimiz noktalara büyük ölçüde ulaşmış durumdayız. Parlamenter sistem Türkiye’de zaman zaman iyi işlese de, Türkiye tarihine baktığımız da büyük ölçüde sıkıntılar yaşatmış bir sistem. Türkiye’nin zayıf hükümetlere, istikrarsızlıklara asla ve asla tahammülü yok. Türkiye’de zayıf bir parlamento olsaydı, tek başına iktidar olmasaydı eğer 15 Temmuz’da Türkiye bu kadar direnemezdi. 15 Temmuz'da eğer ekonomik anlamda da bu direnci gösterdiysek esasında yakaladığımız siyasi istikrar ve tek başına iktidar olmanın vermiş olduğu rahatlıktan dolayıydı” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin güçlü yönetimlere ve güçlü liderlere ihtiyacının var olduğunu kaydeden Tüfenkci, “Başkanlık sistemi bu bakımdan güçlü bir yönetimin oluşması adına önemli. Darbe Anayasası ile bize dikilmeye çalışan bu dar elbiseden kurtulmamız lazım. Toplumun her kesiminden de bu beklentinin olduğunu inanıyoruz. Bizler de hükümet olarak kısa zamanda yeni bir Anayasa değişikliğini meclis gündemine taşıyacağız İnşallah” diye konuştu.

"Mutlaka referanduma gidecek"

"Erken seçim olur mu" sorusuna da cevap veren Bakan Tüfenkci, “2017’de eğer yeni Anayasa kabul edilirse ister 330 ve üzeri ister 367 ve üzeri oyla kabul edilsin, biz yeni Anayasayı mutlaka milletinde onayına sunmak istiyoruz. Dolayısıyla mecliste Yeni Anayasa kabul edilirse, mutlaka referanduma gidilecek” dedi.

15 Temmuz sonrasında yargıdaki iş yükünün bir hayli arttığına dikkat çeken Tüfenkci, yargının iş yükü bakımından ağır bir yükle karşı karşıya kaldığını söyledi. FETÖ’den dolayı yargılananların sayısına bakıldığında yargının yinede çok iyi işlem yaptığını gördüklerini belirten Tüfenki, özellikle yeni alınan hakim ve savcıların göreve başlamasıyla iş yükünün azalmasını beklediklerini söyledi.

Siyasette FETÖ temizliğinin yapılmadığı yönündeki iddialara da yanıt veren Bakan Tüfenkci, “Siyasetçilerle ilgili bütün örgütler gerek FETÖ gerek PKK, gerek DAEŞ ve diğer illegal örgütler her zaman siyaseti ve siyasetçiyi itibarsızlaştırmaya çalışmıştır. Bir ülkede siyasetçiyi ve siyaseti itibarsızlaştırırsanız onun yerine çeşitli vesayetçi odaklar yerleşir. Siyaset ve siyasetçi halk tarafından denetlenir ve halk tarafından notu verilir. Dolayısıyla siyasetçinin itibarsızlaştırılması esasında halkın itibarsızlaştırılması demektir. Biz AK Parti olarak zaten FETÖ ile ilgili 2014’te, 2015’te seçimlerde gerekli temizliği yapmış idik. Aradan kaçanları da zaten partimizin genel merkezi gerekli araştırmayı yaparak sessiz sedasız kararları alıyorlar” şeklinde konuştu.

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay ise göreve atanması sürecinin 15 Temmuz hain darbe girişimine denk geldiğini belirterek, “Bu bağlamda göreve gelir gelmez FETÖ’nün üniversitedeki bağlantısını ortaya çıkartacak çalışmalar yaparak bu yapının üniversiteden sökülüp atılması yönünde mücadele başlattık” şeklinde konuştu.

İnönü Üniversitesi’nin 2017 yılı bütçesinin 356 milyon TL civarında olduğunu da kaydeden Kızılay, “Sizinde güçlü desteğiniz ile üniversitemize talep ettiğimiz bütçe tahsis edildi” dedi. Malatya’ya ikinci bir üniversite kazandırılması adına da çalışmalar yürütüldüğünü dile getiren Kızılay, “Sizin talebiniz doğrultusunda 2’inci üniversite konusunda ciddi bir çalışma yapıyoruz. 5 tematik alan belirledik. 2’inci üniversitenin ülkemize etkin hizmet verecek bir üniversite olmasını düşünerek farlı alternatif üniversite modelleri üzerinde çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.


YORUMLAR

  • 0 Yorum