"Tarım işçilerinin ölüm mevsimi"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Her yıl binlerce kişinin Türkiye’nin en bereketli topraklarından yola çıkıp Türkiye’nin dört bir yanına dağılarak tarım işçiliği yapmak zorunda bırakılmalarının sebebi çarpık düzendir. Tarım şehrinin evlatlarını tarım işçisi yapan bu düzen köle düzenidir” dedi.

"Tarım işçilerinin ölüm mevsimi"
30 Haziran 2020 - 00:06 - Güncelleme: 30 Haziran 2020 - 00:23

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Her yıl binlerce kişinin Türkiye’nin en bereketli topraklarından yola çıkıp Türkiye’nin dört bir yanına dağılarak tarım işçiliği yapmak zorunda bırakılmalarının sebebi çarpık düzendir. Tarım şehrinin evlatlarını tarım işçisi yapan bu düzen köle düzenidir” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Veli Ağbaba, önceki gün Konya'nın Yunak ilçesinde Şanlıurfalı tarım işçilerini taşıyan minibüs ile tırın çarpışması sonucu, 7 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin yaralandığı trafik kazası sonrası TBMM Başkanlığına ‘Mevsimlik Tarım İşçileri’ ile ilgili meclis araştırma önergesi verdi.

48 FARKLI ŞEHRE KARIN TOKLUĞUNA YOLCULUK

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, emek dünyasının yaz aylarında en sık tartıştığı konuların başında gelen Mevsimlik Tarım İşçiliği ile ilgili hazırladığı araştırma önergesinde mevsimlik tarım işçilerinin barınma, ulaşım, eğitim ve sağlık konularında sorunlarının tespit edilmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması istedi. Ağbaba, Konya’da 7 tarım işçisinin ölümünü de ‘can yakıcı’ olarak değerlendirdi. Türkiye tarımının en önemli ve öncelikli çözülmesi gereken sorunlarından birinin mevsimlik tarım işçileri olduğunu ifade eden Ağbaba, “Çalışma Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de mevsimlik iş için göç edenler, aileleri ile birlikte yaklaşık 500 bin civarındadır. Her iki mevsimlik işçiden biri doğduğu andan itibaren mevsimlik tarım işi için seyahat etiği belirtilirken, 48 farklı şehre mevsimlik tarım işgücü çalışmak için gitmektedir” İfadelerine yer verdi. 

TRAFİK KAZALARI İLE GÜNDEME GELEN HAYATLAR

İşsizliğin en büyük problem olduğu bölgelerde, mevsimlik tarım işçiliğinin, binlerce kişi için neredeyse tek geçim kaynağı olduğunu kaydeden Veli Ağbaba, “Mevsimlik tarım işçiliği konusu, her yıl hasat mevsimlerinde başlanılan yolculuklar sırasında meydana gelen trafik kazaları ile gündeme gelmektedir. 21. Yüzyılda emekleri ile geçimlerini sağlamaktan başka bir amacı olmayan, kayısı, fındık, üzüm, pamuk gibi ürünleri toplayarak günlük en fazla 100-120 TL kazanmaya çalışan işçilerin göz göre göre hayatlarını kaybetmeleri üzüntü vericidir. Barınma, beslenme, ısınma ihtiyaçlarını karşılamak üzere yanlarına aldıkları eşyaların bulunduğu ve çoğunlukla kapasitesinin çok üstünde ağırlık taşıyan minibüslerde, kamyonet kasalarında tehlikeli yolculuklar yapan bu işçiler ve aileleri ciddi risk altında bulunmaktadır” ifadelerine yer verdi. 

TARIM ŞEHRİNİN EVLATLARINI TARIM İŞÇİSİ YAPAN DÜZEN

CHP Emek Büroları Koordinatörü Veli Ağbaba; 26 Haziran tarihinde Konya'nın Yunak ilçesinde Şanlıurfa’dan yola çıkan tarım işçilerini taşıyan minibüs ile tırın çarpışması sonucu, 2 si çocuk 7 kişinin hayatını kaybettiği, 7 si çocuk 11 kişinin yaralandığı kazayı hatırlatarak “Tarım işçilerinin ölüm mevsimi başladı.Her yıl binlerce kişinin Türkiye’nin en bereketli topraklarından, Urfa’dan,Harran’dan yola çıkıp Türkiye’nin dört bir yanına dağılarak tarım işçiliği yapmak zorunda bırakılmalarının sebepleri mutlaka ortaya konulmalıdır.Tarım şehrinin evlatlarını tarım işçisi yapan düzen köle düzeninden başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.

 BU YIL BİR DE KORONAVİRÜS RİSKİ VAR

Ağbaba, “Anne, baba ve çocukların birlikte çalıştığı tarlalara yakın bölgelerde, sağlık, beslenme, barınma, eğitim imkânlarından yoksun bir şekilde yaşamak zorunda kalan mevsimlik tarım işçileri bu yıl bir de Koronavirüs riski ile karşı karşıya kalarak çalışmak zorunda kalacaktır. Yetkililer tarafından virüsten korunma amaçlı çok sayıda madde sıralansa da bu şartların fiilen uygulanırlığının yok denecek kadar az olduğu tüm toplum tarafından bilinmektedir” dedi.

Ağbaba, araştırma önergesinin sonunda şu ifadelere yer verdi; “Halen yasal bir düzenlemeye tabi olmayan işçileri mevsimlik işçiliğe zorlayan koşulların ortadan kaldırılması kısa vadede mümkün görünmediği için mevsimlik tarım işçileri için kapsamlı bir yasal düzenleme yapılması ve insanlık onuruna uygun, güvenli çalışma koşullarına sahip olabilmelerinin sağlanması gerekmektedir.”

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Mevsimlik tarım işçiliği genellikle sigortasız, örgütsüz, sürekli yer değiştirilen, hastalık ve erken ölümlerin sık görüldüğü, ciddi anlamda eğitim sorununun yaşandığı bir iştir.  Dünyada mevsimlik tarım işçilerinin % 60’ından fazlasının yoksulluk sınırının altında yaşadığı, en az % 80’inin sosyal güvencesinin bulunmadığı ve % 70’nin tarlalarda çocuklarıyla birlikte çalıştıkları çeşitli çalışmalarda ortaya konulmuştur. Tüm dünyada 1,1 Milyar Tarım İşçisi olduğu bu işçilerin yaklaşık  450 milyonunun Mevsimlik Tarım İşçisi olarak çalıştığı belirtilmektedir.  

Türkiye tarımının en önemli ve öncelikli çözülmesi gereken sorunlarından biri  mevsimlik tarım işçileri olmaktadır.  Çalışma Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de  mevsimlik iş için göç edenler, aileleri ile birlikte yaklaşık 500 bin civarındadır. Her iki mevsimlik işçiden biri doğduğu andan itibaren mevsimlik tarım için seyahat etiği belirtilirken, 48 farklı şehre mevsimlik tarım işgücü çalışmak için gitmektedir. Mevsimlik tarım işçilerinin yaklaşık yüzde 60’ının geliri yoksulluk sınırının altında yer alırken, anne ölümü riski on; bebek ölüm riski beş kat fazla olan işçilerin kız çocuklarının dörtte biri okula hiç gidememektedir. 15-49 yaş arası mevsimlik tarım kadın tarım işçilerinin yüzde 90’ı ilkokulu bitirmemiştir. 

Tarımda makineleşmenin başladığı, daha fazla arazinin tarıma açıldığı dolayısıyla daha fazla üretim için daha fazla emeğe ihtiyacın olduğu  1950 li yıllardan itibaren Türkiye mevsimlik tarım işçilerini ve yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen sorunlarını konuşmaktadır. Başlangıçta Çukurova’da pamuk toplanarak başlanan mevsimlik tarım işçiliği artık  tüm Türkiye’ye yayılmış durumdadır. Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu Bölgelerinde yaşayan insanların çoğunlukla aileleri ile birlikte, yılda ortalama 3-4 aylığına, kayısı,pamuk, fındık, tütün, çay, üzüm, havuç ve şekerpancarı tarımının yoğun olarak yapıldığı Karadeniz, Ege,Çukurova, Marmara ve İç Anadolu Bölgelerine; ekim, dikim, çapa, sulama, ilaçlama ve hasat dönemlerinde çalışmaya gitmektedir.

İşsizliğin en büyük problem olduğu bölgelerde, mevsimlik tarım işçiliği, binlerce kişi için neredeyse tek geçim kaynağı olmaktadır. Her yıl Nisan ve Mayıs aylarında başlayan yolculuklar ile toprak hazırlama, çapalama, sulama, ilaçlama, hasat faaliyetleri için farklı illere göç eden mevsimlik tarım işçilerinin birçok temel insan hakkından yararlanabilmeleri mümkün değildir. Mevsimlik tarım işçiliği konusu; her yıl bahar aylarında başlanılan yolculuklar sırasında meydana gelen trafik kazaları ile medyada yer bulmakta ve ülke gündemine ancak o dönemde gelmektedir. 21. Yüzyılda emekleri ile geçimlerini sağlamaktan başka bir amacı olmayan, kayısı,fındık,üzüm,pamuk,asma yaprağı gibi ürünleri toplayarak günlük en fazla 100 TL kazanmaya çalışan işçilerin göz göre göre hayatlarını kaybetmeleri üzüntü vericidir. Barınma, beslenme, ısınma ihtiyaçlarını karşılamak üzere yanlarına aldıkları eşyaların bulunduğu ve çoğunlukla kapasitesinin çok üstünde ağırlık taşıyan minibüslerde, kamyonet kasalarında tehlikeli yolculuklar yapan bu işçiler ve aileleri ciddi risk altında bulunmaktadır.

Anne, baba ve çocukların birlikte çalıştığı tarlalara yakın bölgelerde, sağlık, beslenme, barınma, eğitim imkânlarından yoksun bir şekilde yaşamak zorunda kalan mevsimlik tarım işçileri bu yıl bu sorunların üzerine bir de Koronavirüs riski ile karşı karşıya kalarak çalışmak zorunda kalacaktır. Yetkililer tarafından virüsten korunma amaçlı çok sayıda madde sıralansa da bu şartların fiilen uygulanırlığının yok denecek kadar az olduğu tüm toplum tarafından bilinmektedir.

Mevsimlik tarım işçileri her yıl çalışmaya gittikleri bölgede dışlama, aşağılama, şiddet pratiklerine ve nefret söylemlerine maruz kalmaktadır. Güvenlik tedbirlerinin alınmaması sebebiyle her yıl yaşanan bu tip şiddet olaylarına rağmen devletin bu konuya karşı sessiz kalması ise kabul edilemez bir noktaya gelmiştir. Ülkenin kanayan yaralarından biri olan mevsimlik tarım işçiliği konusu devletin doğrudan müdahale etmesi ve yapısal çözümler getirmesi gereken bir alandır.

Halen yasal bir düzenlemeye tabi olmayan işçileri mevsimlik işçiliğe zorlayan koşulların ortadan kaldırılması kısa vadede mümkün görünmediği için mevsimlik tarım işçileri için kapsamlı bir yasal düzenleme yapılması ve insanlık onuruna uygun, güvenli çalışma koşullarına sahip olabilmelerinin sağlanması gerekmektedir.

Bu amaçla, mevsimlik tarım işçilerinin başta barınma, ulaşım, sağlık konularında olmak üzere sorunlarının tespit edilmesi, gerekli yasal düzenlemelerin belirlenmesi, güvenlik hususunda gerekli idari tedbirlerin belirlenmesi için Anayasa’nın 98’inci maddesi ve TBMM içtüzüğünün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu kurularak konunun tüm boyutları ile araştırılmasını saygılarımla arz ederim.

YORUMLAR

  • 0 Yorum