ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

Kur’an Münafıkları Tanıtıyor-I

07 Ocak 2018 - 22:36

… Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar. (Münafikun Suresi, 4)

Münafıklar, şeytan gibi insanın ölümüne düşmanıdır. Müslümanların sürekli açıklarını arar, onlar hakkında yalan haberler yayar, yalancı şahitlik yapar, fitne çıkarır, iftira atarlar. Müslümanları birbirine düşürmek için dedikodu yapar, yaygınlaştırırlar. Düşmanlığı yaşamı boyu süren münafığı zararsız görmek büyük yanılgı olur; şeytanı zararsız görebilir miyiz? Nasıl şeytana karşı teyakkuz halindeyse Müslüman, aynı dikkati münafığa da göstermelidir.

Mümin topluluğu içinde barınmaya çalışan münafıklar, beklentileri karşılanmadığı ya da müminlerin başına bir zorluk geldiği zaman, onlardan ayrılırlar. Böylece gerçek yüzleri ortaya çıkar.  Allah birçok Kur'an ayetinde münafıkların karakterlerini tarif eder ve müminleri onlara karşı dikkatli olmaları yönünde uyarır.  

Saçma bir mantıkla kendini insandan üstün görmesi ve insanı kıskanarak secde etmemesi nedeniyle, şeytan yaratılmışların en kötüsüdür. Şeytanın bu mantık özelliği münafıklarda çok belirgindir. Münafıklar da kendilerini 'üstün' ve 'farklı' gördükleri içindir ki, samimi müminleri 'düşük akıllı' olarak nitelendirip, onlarla aynı konumda olmayı ve 'onlar gibi iman etmeyi' reddederler;

Ve (yine) kendilerine: "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde: "Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük-akıllılar kendileridir; ama bilmezler. (Bakara Suresi, 13)

Münafıklar korkak olduklarından ne küfür ehlinin ne de Müslümanların tarafına tam olarak geçemezler. Müslümanlar zafer kazandıklarında "biz de sizinle değil miydik?" diyebilmek için... Onlar, Müslümanlarla konuşurken "sizdeniz" diye yemin ederler;

Gerçekten sizden olduklarına dair Allah adına yemin ederler. Oysa onlar sizden değildirler. Ancak onlar ödleri kopan bir topluluktur. (Tevbe Suresi, 56)

Şeytanın pisliği münafıkların ruhlarını kapladığı için içleri kaynar; sürekli korku, vesvese, gerilim içinde yaşarlar, rahat değillerdir.

Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler; Arslandan korkup-kaçmışlar.(Müddesir Suresi, 50-51)

Münafıkların sapkın özelliklerinden biri, Allah'tan değil, insanlardan çekinmeleridir. Münafık için kalbindekini Allah'ın değil, diğer insanların bilmesi önemlidir. Allah'tan korktuklarını ifade ettikleri halde sakınan bir insan gibi davranmamaları, münafıkların samimiyetsizliklerini gösterir.

"Münafıklar, kalblerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin aleyhlerinde indirilmesinden çekiniyorlar..." (Tevbe Suresi, 64)

Şeytan, Allah'tan korktuğunu söylediği halde kıyamete kadar tüm insanları saptırmaya çalışır. Fırkasından olan münafıklar da şeytan gibi, Allah'a karşı yalan da söylerler. Kendisine can veren Allah’ı aldatabileceğini zannetmesi, münafığın ne denli çarpık bir düşünceye sahip olduğunu gösterir. Ancak münafık, Rabbimizi gerçek anlamda tanımadığı için, O’nun ‘sinelerin özünde olanı’ ve ‘gizlinin gizlisini’ de bildiğinin farkında değildir. Ayette bildirildiği gibi, münafıklar yalnızca kendilerini kandırırlar;

“(Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller.” (Bakara Suresi, 9)

Münafıklar her dönem aynı yapıdadırlar. Örneğin, Peygamberimiz (asm) zamanında, yanında iken dost gibi görünürler, dışarı çıktıklarında onun aleyhinde konuşurlardı.

Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp-gittikleri zaman, ilim verilenlere derler ki: "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Allah, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır. (Muhammed Suresi, 16)

Allah yolunda mücadeleden çeşitli bahanelerle kaçarlar. Çünkü imandan çok küfre yakındırlar;

Münafıklık yapanları da belirtmesi içindi. Onlara: "Gelin, Allah'ın yolunda savaşın ya da savunma yapın" denildiğinde, "Biz savaşmayı bilseydik elbette sizi izlerdik" dediler. O gün onlar, imandan çok küfre daha yakındılar. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah, onların gizli tuttuklarını daha iyi bilir. (Al-i İmran Suresi, 167)

Münafıklar, Müslümanların aleyhinde konuşmalar yapar, yazılar yazar, insanları kışkırtmaya çalışırlar ama asla başarılı olamazlar;

Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kışkırtıcılık yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler. (Ahzap Suresi, 60)

Münafıklar, Müslümanlara zarar vermek için ayrı bir yapı, yeni mescid oluşturur ve kendilerince iyilik iddiasıyla ortaya çıkarlar;

Zarar vermek, inkârı (pekiştirmek), mü'minlerin arasını ayırmak ve daha önce allah'a ve elçisine karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve: "biz iyilikten başka bir şey istemedik" diye yemin edenler (var ya,) Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahidlik etmektedir. (Tevbe Suresi, 107)

Münafıklar, Müslümanların dağılmasını isterler. Müslümanların yanındayken infak etmiş olmaları canlarını yakar;

Onlar ki: "Allah'ın resûlü yanında bulunanlara hiçbir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler," derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar. (Münafikun Suresi, 7)

Haftaya devam edeceğim inşaAllah.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum