Bir dönemin 'Esenlik Genel Müdürü' daha sonraları Yeşilyurt ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevlerinden bulunmuş, 'süsleme' belediyecilik akımının mimarı Hacı Uğur Polat'ı hepiniz hatırlarsınız..
Nasıl unutulsun ki; 'Esenlik Genel Müdürlüğü' görevinin ardından başkan aday adayı olduğu Yeşilyurt için deve dişi gibi isimleri bir bir geride bırakarak aday olmuş ardından da başkan seçilmişti.Göreve öylesine hızlı başlamıştı ki, kimse hızına yetişemiyordu, bir orada bir şurada idi.İyi bir ekip kurmuş kurduğu ekip en az kendisi kadar 'süsleme' işini çok iyi yapıyordu.Ekip o kadar iyi idi ki; sıradan bir park-bahçe açılışı devasa bir tesisin açılışına dönüşüyordu. İstisnalar hariç, tüm kamuoyu araştırmalarında en başarılı belediye başkanı çıkıyor, partinin milletvekilleri tebrik için sıraya giriyordu.Şimdilerde kimsenin hatırlamadığı 'Keşke’ projesi' ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan ödül bile almış, aldığı ödülü günlerce kent genelindeki bilbordlar aracılığıyla vatandaşın gözüne gözüne sokmayı ihmal etmemişti.
AK Parti'yi AK Parti yapan bugünlere taşıyan 'AK Belediyeciliğin' içini boşaltarak 'süsleme' belediyeciliği gibi yeni bir konsept ile hızlı bir şekilde yoluna devam eden Polat, daha sonraları dahili ve harici etkenlerin bir araya gelmesi neticesinde büyükşehir belediye başkanı oldu.
Büyükşehre başkan oldu olmasına da evdeki hesap çarşıya uymayınca baş döndüren bir hızla yükseldiği siyaset arenasına hazin bir sonla veda etti.
Polat gitmişti,bu gidiş bir daha olmayacağı anlamına gelir miydi bu tartışıla dursun,Polat'ın siyasete kazandırmış olduğu 'süsleme' belediyeciliği akımı hız kesmeden devam etti ve ediyor.
Nasıl mı? Şöyle; geçtiğimiz aylarda, Yeşilyurt Belediyesi’nin, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün en prestijli kurumlarından biri olan UNESCO’dan ödül aldığı şeklinde algı yaratılan “İdeal Kent Ödülü'nün, UNESCO ile bir ilişkisinin bulunmadığı; ödülün, merkezi Ankara’da bulunan, reklamcılık, organizasyon, danışmanlık ve kamuoyu araştırma anketleri yapan ticari bir şirket tarafından verildiği ortaya çıkmıştı.
Aslında şaşırılacak bir şey yoktu ortada çünkü; Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar bir süre Hacı Uğur Polat ile yol yürümüştü yani 'körle yatan şaşı kalkar' durumu tezahür etmişti.
Süsleme belediyeciliği sadece Yeşilyurt ile sınırlı kalmadı.Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder'in çalışmalarını yakından izleyenler hak verecektir; kurumunun işte bu diyebileceğiniz tek bir çalışması bu saate kadar olmamıştır. Proje diye kamuoyuna sunulan çalışmaların tamamı 'süsleme' belediyeciliği kapsamında değerlendirilecek çalışmalardır.
Proje üretemeyen göz boyama metotları ile hizmet ürettiklerini zanneden Battalgazi ve Yeşilyurt Belediyeleri ne yazık ki Büyükşehir Belediyesini de olumsuz etkilemiştir.Hayata geçirdikleri veya geçirmeyi planladıkları projelerle Büyükşehir Belediyesine örnek olacak belki büyükşehri zorlayacak iki merkez ilçe belediyesinin kayda değer bir proje ortaya koyamaması Malatya için büyük bir eksikliktir.
Gelelim, Büyükşehir Belediyesi'ne.. Selahattin Gürkan farklıdır; proje adamıdır, ekip kurmakta üstüne yoktur, bir başkan olsun bakın görün Malatya şahlanacak diyenlerin tamamı şu günlerde 'dağ fare doğurdu' diyor ve ekliyor; 'Başkanın basireti kapanmış bir ekip kuramadı beklentilerin çok altında ilerliyor böyle devam ederse Malatya'nın bir beş yılı daha çöpe gidecek yazık'
Hacı Uğur Polat ile başladık Polat ile kapatalım, Polat geri döner mi dersiniz siyaset bu belli mi olur, Polat'ın Büyükşehir Belediye Başkanı iken yapmış olduğu veda konuşmasındaki şu cümleler ironiktir; "Bundan sonraki süreçte de şehrimize Malatya’mıza hizmet etmeye devam edeceğiz."
YORUMLAR