VAHAP GÜNER

VAHAP GÜNER

[email protected]

Bir Çınar'ı Kurtarmak için Yürütülen Köşk

12 Ekim 2016 - 16:41

Yalova denildiğinde ilk aklımıza gelen “Kim Takar Yalova Kaymakamını” konulu efsane gelir. Yalova’ya vardığımızda ilk sorduğumuz soru da bu oldu. Neydi bu kaymakam meselesi? Gerçekliği var mıydı? Böyle bir olay yaşanmış mıydı? Araştırmacı yazar Nuri Taner’in kitabında Kaymakam olayı aynen şöyle anlatılıyor: ‘’Yalova’ya, genç, yeni mezun bir kaymakam atanır. İlk kez göreve başlayacak kaymakam, İstanbul’dan Yalova’ya gelir. Atatürk’ünde o sırada Yalova’ya geleceğini bilen halk, iskeleye toplanmıştır. Durumdan habersiz kaymakam, kalabalığı kendisini karşılamak için toplandığını sanıp, yanından geçen boyacıya sorar:

– Bu kalabalık Yalova Kaymakamı’nı bekliyor değil mi?

Boyacı güler:

–Kim takar Yalova Kaymakamını. Halk Gazi Paşa’yı bekliyor. ‘’

Buna benzer bazı efsanelerde anlatılıyor. Gelelim Yalova’ya..

Yalova il olmuş… Kaymakam ilçelerde kalmış, Yalova’yı da Vali yönetiyor. Yalova’da Termalin başkenti Termal ilçesine konuk olduk. Yalova Gazeteciler Cemiyetinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu 9. Başkanlar Konseyi toplantısına Malatya adına katıldık. 7 Federasyon 82 Gazeteciler Cemiyeti mensupları Yalova’da en güzel şekilde ağırlandılar ve sorunlarını tartıştılar. 15 Temmuz ‘da Ağrı da yapılan Başkanlar konseyi toplantısında darbe gecesini birlikte yaşadıkları Ağrı Valisi Musa Işın’da Yalova’ya gelmişti. Ama Yalova Valisi 12 kilometre mesafedeki Termale gelme gereği duymamıştı. Elbet onunda bir mazereti vardır.

ATATÜRK KÖŞKÜ MÜZESİ…

Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk “Yalova benim kentimdir” demiş. Yazları Yalova’ya gelip aylarca kalırmış. Bu nedenle de 1929 yılında 38 günde Termal Atatürk köşkü yapılmış. Atatürk köşkünü görmek için Termal Otelin karşısında bulunan tepeye yöneliyoruz. Dışarıdan bakıldığında Betonarme gibi görünen köşkün Mimarı S.Hakkı Eldem. Söylendiğine göre, köşk’te ilk yabancı devlet adamı olarak İran Şahı ağırlanmış. İki katlı köşkün tamamen ahşaptan yapıldığını görevliden öğreniyoruz. İlgimiz daha da artıyor. Kapalı olan kapılar bizim için açılıyor. Önce alt katı dolaşıyoruz. Üç şeref salonu olan köşkte on bir oda var.  Termal Atatürk Köşkü için şu bilgiler veriliyor:

“Dönemin kullanılan eşyası ile birlikte korunan Köşk müze olarak halka açıktır. Çok partili sisteme geçiş, Yerli Malı Haftası, Türk Tarih ve Dil Kurumlarının kurulması, Kuran’ı-Kerim’in Türkçeleştirilmesi çalışmaları gibi zamanın birçok önemli kararları bu köşkte alınmıştır. Köşk’te bulunan bazı eşyalar ve özellikleri; Kurşunlu banyo ve kadınlar tablosu (Nurettin Niyazi 1930) Bir dağ yamacı ve bazı hayvanları temsil eden bir resim (Ayvazoski–1875). Halılar: İran, Hereke. Vazolar: Yıldız porselen, Fransa, Japon ve Çin, ayrıca bir tanesi Mısır yapımın Hiyeroğlif yazılarla süslü pirinç ve abanoz ağacından yapılmış. Karyolalar: Pirinç yatak odası takımı, Fransız lake sandalyeler ceylan derisi ile kaplanmıştır. Radyo: Alman (RCA) marka. Piyano: Wilheelm Spaethe (Gera) Anneannesinden kalan kanaviçeli seccade. Masa: iki tarafı da eşit yapılmış, her iki tarafa kullanılıyor, İngiliz yapımı demir aksamları, yaldız altından kaplama. Dosya Dolabı: Kaplama, gül ağacı, demir aksamları yaldız altın. İran Şahı’nın hediyesi saat, şamdan altın, yaldız kaplama. Termal Atatürk Köşkü; Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 15.5.1983 tarih ve 14971 sayılı kararla Korunması Gerekli Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir. Termal Atatürk Köşkü, TBMM Milli Saraylara bağlı olarak hizmet vermektedir.”

KÖŞKÜN YANINDA UCUBE BİNA…

Köşkün hemen arkasında 2 bloktan oluşan ve köşkün çevresine de hiç uygun düşmeyen 3 katlı apartman kondu inşa ediliyor. Sorduk bu ucube nedir diye? Sosyal tesis dediler. Sanki başka yer bulunamamış, Atatürk köşküne 10 adım mesafeye bina inşa ediyorlar. Ahşap yapıları göze kestiren bu betonarme binalar gelecek yıllarda ahşap köşkü yok ederse sakın şaşırmayınız. Yalova Valisini gözlerimiz çok aradı, görseydik,  “bu sosyal tesis adıyla yapılan ucubeler nedir?” diyecektik. Yalova Valisi olan hanımefendi göreve başladığından bu yana gören olmamış… Basınla arasına mesafe koymuş anlaşılan. Ama Atatürk Köşkü yapılan binalarla tehlikeyi şimdiden yaşamaya başlamıştır. Renksiz, şekilsiz, köşk mimarisiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan yapıyı çalışanlara sorduk. TBMM Başkanlığı tarafından personel ve bürokratların termal sulardan faydalanmaları için bu binalar yapılıyormuş. Atatürk köşkünü korumakla görevli TBMM Atatürk köşkünün hemen yanına bu binaları yapıyormuş.

1844 çeşit ağacın bulunduğu Cumhuriyet döneminin ilk Arboretumu yani canlı ağaç müzesi de Köşkün yanında yer alıyor. Cumhuriyet döneminin ilk Botanik bahçesini dolaşarak ağaçların künyesine bakıyoruz.

Atatürk Köşkünü baştan sona kadar gezdik. Bahçede yer alan ağaçların künyelerine baktık. Yaveran köşkü ve diğer ahşap yapılara hayran kaldık. Birer sanat eseri olan köşk ve diğer yapılar, yeşilin her tonuyla süslenmiş. Bir sanat eseri olan köşk müze haline getirilmiş ve çok sayıda vatandaş tarafından ziyaret ediliyor.

VE YÜRÜYEN KÖŞK…

İstanbul’dan Yalova’ya gelerek aramıza katılan Şaban Taçyıldız anlattı Yürüyen Köşkü. Çalık gurubunun restarasyon için destek verdiğini söyledi ve Yürüyen köşkü anlattı:

Gazi Mustafa Kemal, sık sık geldiği Yalova’ya yatıyla geçerken Millet Çiftliğindeki Çınar ağacını görür ve karaya çıkar. Çınar ağacının altında dinlenir ve hemen buraya bir köşk yapılmasını ister.  22 günde tamamlanan köşk 12 Eylül 1929’da açılır. Ancak Atatürk, 1930 yazında bir gün köşke gittiğinde, orada çalışanlar, yandaki çınar ağacının dalının köşkün çatısına vurduğunu, çatı ve duvara zarar verdiğini söyleyerek, çınarın köşke doğru uzanan dalını kesmek için izin isterler.  Atatürk ise, çınar ağacının dalının kesilmesi yerine, binanın tramvay rayları üzerinde biraz ileriye kaydırılmasını önerir.

Yalova'nın bağlı olduğu İstanbul Belediyesi’nden Fen işleri Müdürü Yusuf Ziya Erdem, başmühendis Ali Galip Alnar ve teknik elemanlarla Yalova’ya gelerek çalışmalara temel kazarak başlar. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları, binanın temeline yerleştirilir, uzun uğraşlar sonunda bina, temelin altına sokulan raylar üzerine oturtulduktan sonra 8 Ağustos 1930 günü 5 metre kadar doğuya kaydırılır. Bu çalışmayı Mustafa Kemal, Makbule Atadan, Vali Vekili Muhittin Üstündağ, Emanet Fen Müdürü Yusuf Ziya Erdem, İstanbul’dan gelen mühendisler ve gazeteciler izlediler. Böylelikle köşk yıkılmaktan, çınar ağacı kesilmekten kurtuldu. Ayrıca köşk o günden sonra Yürüyen Köşk olarak anılmaya başlandı.”

Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’da Yürüyen Köşkün tanıtılması amacıyla büyük bir tanıtım seferberliğine başlamış.

Köşkün bir çınar ağacının dalı için kaydırılması Mustafa Kemal Atatürk’ün, çevreye ve yeşile verdiği önemi göstermesi açısından son derece önemli bir olaydır.

Dostumuz ve yol arkadaşımız Şaban Taçyıldız’ın Yürüyen köşkün hikayesini anlatmasını dinlerken bir anda Malatya’da dikilen asırlık Çınar ağaçlarının bir gecede kesilip kesilip yok edilmesi aklımıza geldi. Atatürk bir çınar ağacının dalı için köşkün yürütülmesini isterken, bizimkilerin asırlık çınarları kökünden keserek ve sökerek çıkarmalarını hatırlayınca ister istemez utanıverdik.  Çınar ağaçlarını budamalarını gözlerimiz önüne getirdik. Yol genişletme adı altında çınar ağaçlarının yerle bir edildiğini anımsadık. Ağaçların kesilerek göl yapıldığını üzüntüyle seyredişimiz aklımıza geldi.  Ağaç kesen yöneticilerimizin topluca Yalova’ya kadar gidip yürüyen köşkün gerçek öyküsünü görmelerinde yarar vardır.

Atatürk yürüyen köşk ile bu gün bile çevre dersi veriyor…

Ağaç kesenleri ve budayanları utandırmaya devam ediyor.



 

YORUMLAR

  • 0 Yorum