Bir Valimiz vardı…
Malatya’da göreve başlar başlamaz Kayısıyı kurtarmaya soyundu.
Kayısı Entegre Tesisi kuracağım ve kayısıyı kurtaracağım dedi.
Bir bürokratımız vardı…
Kayısıdan 50 çeşit ürün yapacağım dedi.
Bir Vekilimiz vardı…
Kayısıyı bir şirket kararak kurtaracağım dedi.
Bir Bakanımız vardı…
Kayısıyı Lisanslı depoculukla kurtaracağım dedi.
Daha neler neler…
Şimdi bu kervana bir de yeni Rektörümüz katıldı…
Yerel basına bülten göndermiş;
Kayısı ve Ürün Geliştirme Uygulama Araştırma Merkezi kuracağım diyerek Üniversite Senatosunda da karar aldırmış.
Önce o Valimizden başlayalım.
Kayısı Entegre Tesisi kuracağım diyerek çok sayıda toplantı ve panel düzenleyen O Valimize, toplantıların birinde bir soru sormuştum:
“Sayın Valim tamam, Entegre Tesis için yer de var, imkan da. Ancak O tesiste ne üreteceğiz” deyince Vali durakladı, süslü laflarına devam etti. Verecek cevabı yoktu ama konuşması sırasında gözlerini benden ayırmadı.
Evet ne üreteceğinizi bilmeden Entegre tesisten bahsederseniz işte o Vali’nin durumuna düşersiniz.
Gelelim 50 çeşit üründen bahseden bürokratımıza..
Kayısıdan viskiden başlayarak Avrupa’da 18 çeşit kayısı ürününü anlatan o bürokratımıza da uygun bir zamanda “iyi güzel de 50 çeşit ürünü kurutulmuş Malatya kayısısından mı?” üretmeyi düşünüyorsunuz?” deyince donup kaldı. Bir daha da kayısıdan yeni ürünlerden bahsetmedi.
Kayısı için Çalıştaylar yapan o vekilimiz ise iyi niyetiyle birçok çalışmalar yaptı. Bakanlık bürokratlarını Malatya’ya kadar getirdi, paneller, oturumlar, ciddi açıklamalar sonunda bir şirket kurma fikri ortaya çıkıverdi. Şirket kurulacak, kayısının ucuz fiyata satılması önlenecekti.
O Vekilimiz geldi canlı yayında bizlere çalışmalarını ve kurulacak şirketi anlatmaya başladı. Dayanamadım ve hemen sordum:
“Türkiye de kayısı ile ilgili çalışan en az 500 Şirket var, sizde bir tane daha kurun olsun 501. Bundan 10 yıl önce de böyle bir şirket kurulmuştu. Kayısıyı şirket nasıl kuracak?”
Vekil duraksadı, ne diyeceğini şaşırdı sonra da topu bana atıverdi.
Yıllar sonra Kabine de yer alan Vekilimize gelince…
Bakanlığı döneminde kayısıya çözüm olarak bula bula Lisanslı Depoculukta karar kıldı. Depo inşaatına başlandı şimdi devam ediyor. Depo bittiğinde Lisanslı Depoculuğun kayısıya neler getireceğini hep birlikte göreceğiz ama o Bakanımız asıl çözüme hep uzak kaldı.
Ve o Rektörümüz…
Atom karınca misali çalışıyor, koşturuyor. Yeni Üniversiteyi Beylerderesi’nin öte yakasına Yeşilyurt ilçesine taşımak için Cumhurbaşkanına dosyalar götürüyor. İçi boş olarak kurulan Üniversitesinin içerisini doldurmaya çalışıyor. Bu konularda her zaman yayındayız ve olamaya da devam edeceğiz.
Kurulması düşünülen Kayısı ve Ürün Geliştirme Uygulama Araştırma Merkezi’nde Kayısı ürünleri çeşitlendirilecekmiş. Malatya’dan 12.5 kg. kutularla ihraç edilen kayısılar, küçük paketlere veya işlenmiş kayısı ürünlerine dönüştürülerek üçüncü ülkelere tekrar ihraç edilerek döviz geliri artırılacakmış…
Malatya İnönü Üniversitesinde de yıllar önce kurulan bir Kayısı Araştırma ve Uygulama Merkezi vardı. Müdürlüğünü Prof. Dr. Bayram Murat Asma yapardı. Yıllar geçmesine rağmen kayısıya ne tür katkılar sunduğunu, ne duyduk, ne gördük, ne de bildik. Hala da bu merkezin var olduğu biliniyor.
İyi niyetiyle kayısıya yardımcı olmak amacıyla böyle bir Merkez kurmaya ihtiyaç duyan Sayın rektörümüze birkaç hatırlatma yapmakta yarar vardır:
“Dünyanın her yerinde kayısı yetişmektedir, ama kuru kayısı Malatya’yı bölgesinde bir numara yapmıştır. Malatya Kuru Kayısısının başlıca alıcıları dünya da gelişmiş ülkelerdir. Alıcı ülkeler tarafından sadece kuru kayısı talebi yıllık 100 bin tondur. Bunun iç piyasadaki 30 bin tonluk tüketimi de esas alırsak yaklaşık 130 bin tonluk kuru kayısı talebi bulunmaktadır. Yani sadece kuru kayısı talebi yıllık 130 bin tondan fazladır. Ama ne olduğunu bilmediğimiz kayısıdan yapılacak adı ve cinsi bilinmeyen ürüne gramlık talep bile yoktur. Talebi olmayan bir ürün üzerinde çalışma yapmak boşa yatırım ve çabadır. Dünyanın talebi kuru kayısıyı kayısı olarak tüketmektir. Başka bir talep yok. Ama tanıtım yapmak, kayısının sağlık açısından yararlarını tespit etmek önemlidir. Bunu da zaten yapacak kurumlar zaten var.”
Sayın Rektör o nedenle önce araştırın, inceleyin.
Geçmişte yaptıkları, yapacaklarının teminatı olan kişilerin duyuma dayanan, gerçekçi olmayan projeleriyle yeni Üniversitemiz bir yerlere varamaz.
Hele hele bu projelerle kayısıyı kurtarmayı aklınızdan bile geçirmeyin.
Kuru kayısıdan yeni ürünler elde etmeye kalkışmak konuya ne kadar uzak olduğunuzu göstermektedir. Sen o Merkezi kursan da kurmasan da kayısı, kuru kayısı olarak 12.5 kiloluk kutularda ihraç edilmeye devam edecek. Çünkü talep böyle.
Adı üstünde kuru kayısı…
Kuru kayısıdan yeni ürün olmaz.
Reçel yapsanız kimseye satamazsınız, öğütüp toz haline getirseniz dışarısı almaz.
Kuru kayısıdan başka ne olur Sayın Rektörüm?
Bunu bilmek içinde Profesör olmaya da gerek yok Hocam…
YORUMLAR