Din, Samimi olmaktır !

Battalgazi-Anadolu İmam-Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHAMDER) Kutlu Doğum Haftası Münasebetiyle konferans programı düzenledi.

Din, Samimi olmaktır !
21 Nisan 2014 - 05:53 - Güncelleme: 21 Nisan 2014 - 08:12

Battalgazi-Anadolu İmam-Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHAMDER) Kutlu Doğum Haftası Münasebetiyle konferans programı düzenledi.

 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nca bu yılki Kutlu Doğum etkinlikleri için belirlenen "Din Samimiyettir" konusunun anlatıldığı konferansı, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saffet Sancaklı verdi.

 

Battalgazi Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı’nda gerçekleştirilen konferans programına İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saffet Sancaklı, Battalgazi Müftüsü Mehmet Emin Eneç, cami imam-hatipleri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın mesaj gönderdiği programın açış konuşmasını BİHAMDER Sekreteri Haci Türkan yaptı. Türkan, Hicret sırasında Medinelilerin karşıladığı sözler olan “Ay doğdu üzerimize/ Veda tepelerinde/ Şükür gerekti bizlere/  Allah’a davetinde/ Sen güneşsin/ Sen Aysın/Sen nur üstüne nursun/ Sen Süreyya ışığın/ Ey sevgili Hoş geldin” sözleriyle Hz. Peygamber’i (s.a.v.) kutlu doğumunun 1443. Yıldönümünde andıklarını kaydetti.

 

Programda Milli Cami İmam-Hatibi Ali Çetin’in Kur’an-ı Kerim Tilaveti yapmasının ardından konferansa geçildi.

 

Konferansı veren İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saffet Sancaklı, Hz. Peygamberi(s.a.v) bilmeyen, tanımayan ömürlerin hüsran, zarar içerisinde geçirilmiş ömürler olduğunu belirterek, “O’nu bilen, tanıyan; O’na iman eden, itaat eden; O’nu seven kişilerin ömürleri, bahtiyarlık içerisinde, karlı ömürlerdir” dedi. Hz. Peygamber’i (s.a.v.) yakından tanıyabilmemiz için O’nun Hadis-i Şeriflerini öğrenmemiz gerektiğini kaydeden Prof. Sancaklı, şöyle konuştu:

 

“Onun için bu hafta içerisinde çokça okumamız gerekiyor. Hepimizin evinde en az 2 Hadis kaynağının olması gerekir. Aile içerisinde okuma saatlerimizin olması gerekiyor. İslam dini, ilim dinidir. Cehaletle hiçbir yere varamayız. Özellikle gençlerimizi, çocuklarımızı; dinle, Hz. Peygamber’le (s.a.v.), iman ve İslam meseleleriyle alakalı olarak evimizde düzenleyeceğimiz okuma saatleriyle yetiştirmeye çalışmalıyız. Bakın gençler arasında başıboş, amaçsız, hedefsiz binlerce genç bulunmaktadır. Üniversitede bakıyorsunuz, Cuma saatinde Cumaya gelmeyen gençler var. Top oynuyorlar. Maalesef.”

 

Din, Samimi olmaktır

Prof. Dr. Sancaklı, Hadis-i Şerif’lerle Din ve samimiyet konusunu anlattığı konuşmasında şunlara yer verdi:

 

“Peygamberimiz (s.a.v.), ‘Din Samimi olmaktır’ diyor. Sahabe, ‘Kime karşı samimi olmaktır?’ diye soruyor. ‘Allah’a, Kitaba, Peygambere, Müslümanların yöneticisine ve diğer Müslümanlara karşı samimi olmaktır’ diyor. 5 madde sıralanıyor. Bakın 5 madde fevkalade önemli. En başta Allah’a karşı samimi olmak, dürüst olmak. Mü’min olmak demek dürüst insan, doğru insan demektir. Çünkü hakikatlere, gerçeklere inanan insan demektir mü’min insan. Hakikatleri gerçekleri gizlemez, saklamaz, riyakarlık yapmaz. Hakikatlere olduğu gibi inanan insan mü’min insandır, samimi insandır, erdemli insandır. Bakın kafir ne demek? Kafir, gerçeklere, hakikatlere inanmayan insan demektir. Gerçeği kabul etmiyor. Yani orada bir hakikat var, onu kabul etmiyor. Dolayısıyla dürüst olamaz. Ki kafir kelimesinin sözlük manası da örtmek demektir, gizlemek demektir.

 

Bilindiği gibi iman, kalpte gerçekleştirilen bir olaydır. Yani kalp ile tasdik, dil ile ikrar diyoruz. Yani kalp ile dilin aynı şeyi söylemesi gerekiyor. Kalbimiz tasdik etmiyorsa, işte münafıkların en büyük özelliği nedir? Kalp ile tasdik etmiyor. Ama dil ile ikrar ediyor ve insanları kandırıyor, aldatıyor. Yani münafık demek, kandıran insan demektir. Kafir demek, gerçekleri saklayan, gizleyen insan demektir. Ama Mü’min insan, içiyle dışıyla, sözüyle özüyle, söylemiyle eylemiyle bir olan, bir insandır.

 

Peygamberimiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şerif’inde diyor ki; ‘Kimde şu üç özellik varsa o kişi imanın tadını, imanın halavetini almış demektir. Birincisi, Allah ve Resulü’nü her şeyden fazla sevmek. İkincisi, bir şeyi Allah rızası için yapmak. Bir insanı severken Allah için sevmek. Üçüncüsü, iman ettikten sonra tekrar küfre düşmeyi çok kötü, kerih görmek.’

 

Tabi Hz. Peygamberi (s.a.v.) tanımak, sadece bir haftaya sığdıramayız. 365 gün esasında sürekli biz Hz. Peygamberle (s.a.v) beraber olmamız, gündemimizde olması gerekiyor.”

 

Konferans programının sonunda Grup Hemedani’nin ilahi dinletisi sunuldu ve katılımcılara gül suyu ile lokum ikramında bulunuldu.

 
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum