ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

Ramazan’a Özel Şehir Hikayeleri

23 Haziran 2016 - 01:09

Ramazan bitecek neredeyse, tam "nerede kaldı?" diyordum ki Ramazan’a özel şehir hikayesi haberi geldi. Dün, ‪Firuzağa üzerinden dine yeni bir saldırı başladı.

İstanbul Cihangir'deki Firuzağa semtinde bir mekânda düzenlenen etkinliğe bir grup sopalarla saldırıyor. Saldırının gerekçesi; 'Ramazan’da içki içiliyor' diye ilan ediliyor. Olayda ciddi yara alan olmuyor.

İnsanlar artık değişti, muhtemelen kurgu olan bir tarz olaylara inanmıyor ama yıllardır senaryo değişmiyor; değişen sadece kişiler... Bir internet gazetesi, haberi şu abartılı cümlelerle veriyor; "Siyasal islamcı AKP iktidarının liberallerin desteğiyle kurduğu fiili rejimin saldırgan, despotik, dinci, IŞİD kafalı ve faşizan saldırıları sürüyor."

Twitter’da #firuzağa etiketi altında İslam’a ve Müslümanlara korkunç iftiralarla dolu tweetler atılıyor, hakaretler ediliyor. "İslâm deyince dünyadaki 6 milyar insanın aklına şiddet ve çocuk tecâvüzleri geliyorsa bunun bir sebebi olmalı" diyecek kadar.

Elbette bu görüşün yaygınlaşmasında din düşmanlarının propagandasından çok, İslam'da namaz kılmayanın hatta sakalını kesenin öldürülmesi gerektiğinin ifade edildiği uydurulmuş hadislerin etkisi de büyük. Öyle ki sahih olmadığı halde, adetâ Kur'an ayeti gibi görülen bazı hadisler, fıkıh kitaplarına kadar girmiş.

Kur'an'ın tanıttığı dinle hiçbir ilgisi olmayan düşmanlık, kan dökücülük, zulüm, sevgisizlik, vicdansızlık, acımasızlık ve merhametsizlik dolu vahşi bir sistemde yaşayan karanlık bir zihniyetin yapıp-ettiklerinin faturası Kur'an'a çıkarılıyor. Bu zihniyet dine en büyük zararı veriyor. Sevgi yoksunu, anlayışsız, güzelliğe, sanata, bilime, neşe ve mutluluğa düşman bu İslam dışı zihniyet İslamofobi’yi güçlendiriyor, teşvik ediyor.

Derinlerden bir plân uygulanmaya konuyor. “Namaz kılmayan hayvandır”, “namaz kılmayan idam edilmelidir” gibi Kur’an dışı söylemler öne çıkarılıyor. Her olay, Madımak ve hatta Menemen olaylarıyla ilişkilendirilerek servis ediliyor.

Provokasyon ya da değil, ‪tüm olaylar, gerçekleştiren psikopatları bağlar, İslam'ı ve samimi Müslümanları değil! Her dinde bağnaz bulunabilir. Dini özünden uzaklaştırmaya çalışan, imanın getirdiği coşkulu sevgi yerine karanlığı yaşayan kişiler her dinde vardır. Onlar mensup oldukları dini değil, kirli ve sapkın görüşlerini temsil ederler. Bu hastalıklı ruhların çirkin davranışlarının sebebi karakterleridir, mensup oldukları dinin emirleri değil.

İslam adına ortaya çıkan, gerçek dindarlara ve diğer dinlerin mensuplarına düşman olan, kan dökmeyi savunan, içi kin ve nefretle dolu kişiler, kesin olarak İslam'ın temsilcileri olamazlar. İslam'a karşı önyargılı olan insanların, bu gerici zihniyeti gerçek İslam'dan çok iyi ayırt etmeleri gerekir.

Bağnaz zihniyetin din adına yaptığı uygulamalara şahit oldukça, bunun İslam olduğunu zanneden insanların kalpleri dinden soğur. Birçok insan da büyük bir yanılgıya düşerek İslam’a karşı düşmanlık besler. Bağnazlık ortamı hazırlar, kimi çevreler de kasıtlı olarak, “işte Müslümanlar böyledir, size hayat hakkı tanımazlar, onlar sizi yok etmeden siz onları yok edin” gibi hipnoz yöntemleri uygularlar.

İnançları vahye değil, zanna ve tahmine dayalı olan bu müşrik sisteme çözüm; Kur'an’ı ve gerçek Müslümanlığı ön plana çıkarmaktır. En 'üstün ve en apaçık olan delil Allah’ındır.” Kur'an ayetine karşı hurafe olmaz.

"Ki onlar, Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah Katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler. (Mü’min Suresi 35)

Nefsin etkisinde, şeytanî bir özellik olan enaniyeti kırma zamanıdır Ramazan. Orucun, insanın nefsâni tutkularını terbiye ve ıslah etmede büyük önemi vardır. Aczini unutan "ben, ben" diyerek Firavun'laşan, Deccalleşen, Nemrutlaşan insana, Rabb'i karşısındaki aczini ve zayıflığını hatırlatır.

Enaniyet kavgasıyla geçen on bir aydan sonra Ramazan'da insan, nefis terbiyesi için çaba gösterir. Ramazan sadece insanı bataklığa sürükleyen azgın tutkulara sahip nefsin değil tüm organların terbiye edilme zamanıdır, insanları ‘terbiye etme’ zamanı değil.

… Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler. (En'am Suresi, 26)

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum