ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

Yoksula Verilen Allah’a Ulaşır

08 Eylül 2019 - 20:11

"Yoksula verilen, daha onun eline geçmeden Allah'a ulaşır.” (İmam Zeynel Abidin)

Bugün dünyanın hemen her ülkesinde halkın çoğunluğu yoksullaşmaktan şikâyetçi. İnsanlar dünya kaynaklarının azaldığını, nüfusun çoğalmasıyla imkânların kısıtlandığını düşünüyor.  Hatta insanların ‘açlıktan’ ölmesine artık şaşırılmıyor bile.

Oysa şu bir gerçek ki; dünyanın sahip olduğu tüm kaynaklar, bugünkü dünya nüfusunun iki katını beslemeye yeter. Yani insanların yoksullaşıp kaynaklardan yararlanamamasının sebebi kaynakların yokluğu değil, organize oluşturulmuş yoksulluk lobisidir. Dünya, her insana bol bol yetecek iken, bu lobi buna izin vermiyor. İnsanlar ve ülkeler yoksullaştırılmış ve adeta bir sömürü sistemi hayata geçirilmiş durumda. 

Yiyecek üretimi, insanlığı kolayca doyurabilecek kapasiteden  %50 bile fazla iken dünya nüfusunun %12 si açlık sınırının altında yaşıyor. Dünyanın en zengin %1’i ile en fakir %50’sinin serveti aynı. Yani imkânların adaletli dağılmıyor olması açlığın ve yoksulluğun başta gelen sebebi. Küçük bir azınlık, kaynakların büyük kısmını israf ediyor, tüketiyor. 

Silahlanma yarışı içinde insanı öldürmeye trilyonlarca dolar ayrılırken, yaşatmak için neredeyse hiçbir çaba gösterilmiyor. Yani insanlar üretmek yerine savaşarak tüketiyor, inşa edeceğine yakıp yıkıyor, yok ediyor.

Dünya geneline hâkim olan bir fakirlik ve ekonomik kriz politikası var. Ayrıca bir de ‘yoksullaştırılması gereken’ ülkeler var ki, en önemli özellikleri sahip oldukları kaynaklar. Örneğin Afganistan,  Irak, Myanmar ve tüm Afrika ülkelerinin, sahip oldukları zengin kaynaklara rağmen savaştan ve kıtlıktan bir türlü kurtulamıyor olmalarında bir anormallik yok mu? 

Üst üste felaketlerin, nefret ve şiddetin en güçlü şekilde yaşandığı gördüğümüz, insanın ve insanî değerlerin neredeyse unutulduğu özel bir vakitteyiz. Allah dünya sistemini güçlünün zayıfa, varlıklının yoksula yardım etmesi üzerine yaratmıştır. Kur’an’daki velayet sistemiyle insanların birbirine sahip çıkması gereklidir. Bu farz uygulandığında yoksulluk ve yokluk kalmaz. İnsanların çoğu, İslam’ın sosyal adalet yönünün mükemmel ve kökten halledici olduğunun bilincinde değil. Acz içindeki insanların Müslümanların sorumluluğu altında olması gerektiğinin de…. 

Bir gün savaşların, kavgaların, anlaşmazlıkların gereksizliğini herkes anlayacak. Gerçekleşmesi için, Kur’an’da tarif edilen ekonomik dengesizlikleri, sömürü mekanizmalarını ve her türlü adaletsizliği ortadan kaldıran müthiş adil sistemi uygulamak için, birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Toplumda sosyal adaleti ve barışı sağlayacak olan çözüm, bu ahlâki erdemlerin benimsenmesidir. Allah, maddi yönden güçlü olan kişilerin nasıl davranması gerektiğini şöyle haber veriyor:

Sizden faziletli ve varlıklı olanlar, yakınlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere vermekte eksiltme yapmasınlar, affetsinler ve hoşgörsünler. Allah'ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah bağışlayandır, esirgeyendir. (Nur Suresi, 22)

İnsanlığın kurtuluşu, kendi ihtiyacı olmasına rağmen, imkânlarını Allah rızası için başkalarına sunan bu üstün ahlâkın yeniden diriltilmesindedir. Kurtuluş Kur’an ahlâkının sıcaklığının insanlığı sarmasındadır.

“Onların mallarında dilenip-isteyen ve iffetinden dolayı istemeyip de yoksul olan için de bir hak vardır.“ (Zariyat Suresi, 19)

Ahir Zaman iyilerle kötülerin mücadelesinin en belirgin ortaya çıktığı dönem. Savaşlara, kavgalara, tanklara, toplara ayrılan paralar halkın refahına ayrılmış olsa dünyanın hiçbir yerinde açlık, fakirlik kalmaz. Savaş, egoizm ve şiddet bataklığı kurutulmadan sivrisinekle mücadeleyi kazanamayız. Dünyadaki adaletsizliğin önüne geçilmesi, ancak vicdanlı ‘iyiler’in birlik olmasıyla gerçekleşecek.

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığıyla sömürü sisteminin bir parçası olmaktan şiddetle kaçınan, yalnızca rahat yaşamak için değil, imtihan olmak için geldiğini unutmayan ‘iyiler’in.

"Allah dileseydi hepinizi zengin eder, aranızda fakir bulunmazdı. Fakat (bazınızı zengin, bazınızı fakir etmekle) sizleri birbirinizle imtihan ediyor." (Hasan-ı Basri)

YORUMLAR

  • 0 Yorum