İBRAHİM GÖÇMEN

İBRAHİM GÖÇMEN

[email protected]

Sıra susan herkese geldi!

31 Aralık 2017 - 18:03

Taaa 70 li yıllardan bu güne kadar ki bütün toplantılarda eylemlerde oturumlarda demokrat laik özgürlük ve barıştan yana olan bütün gençler olarak hep yüksek sesle attığımız en önemli slogan dı.

“ Susma sustukça sıra sana gelecek “

Bu sloganı doğrulayan Almanya da çok önemli bir örnek var. Ülkemizde birçok örnekler var işte “ sarı öküzü vermeyecektik “  “Ermeni yi dövdürmeyecektik “ vs vs gibi..

Bizler ve o gün ve bugünkü gençlerin bu sloganı tabii ki özellikle faşizmden yana olan din istismarcıları dâhil birçok kesimce beğenilmiyor ve yine” komünistler bağırıyor “diyor kapılarını camlarını kapatıyorlardı.

Örneğin 70 li yıllarda ülkemizde sağ – sol kavgası vardı daha PKK ve ya Kürt sorunu tam olarak bilinmiyor tanınmıyordu. O dönem de benimde CHP gençlik kollarında Yüksel Mazmanoğlu başkanlığında yönetim kurulu üyesi olarak aktif demokratik sokak çalışmalarımız vardı. O Dönemlerde CHP Malatya da birinci parti. Dört milletvekili 2 senatör ve Malatya belediye başkanlığın hep kazanıyoruz diğer sağ partilerin isimleri dahi bilinmiyordu anılmıyordu.1974 - 75 yıllarından sonra Emperyalizm güçlerinin kontur gerilla ekiplerini harekete geçirmesi ile Malatya anarşi yuvası oldu ve onlarca yüzlerce sağdan ve soldan vatandaşlarımız öldü öldürüldü hatta katledildiler. İşte tam da o günlerde bizler demokrasiden ve barıştan yana olan demokrat düşünen insanlar hep bu ölümlerin önüne geçmek faşizme yol vermemek için Türkiye de ki tüm halkların birleşmesini ve susmamasını sustukça sıra kendilerine de geleceğini hep söyledik ancak dinletemedik.

Hâlbuki o zamandan bu güne kadar emperyalizme ve onun tetikçisi kontur gerillaya karşı dik durabilsek susmadan yılmadan eğilmeden içerde ki ve dışarıda ki mihraklara boyu eğmeden mücadele etseydik belki demiyorum ancak kesin bu günkünden daha demokratik bir sistemde yönetimde yönetiliyor olurduk olacaktık.O günden bu güne çok zaman geçti. Türkiye çok büyük badireler katliamlar ve en kötüsü darbeler yaşadı ve bu halka zulümlü işkenceyi baskıyı hiç acımadan yaşattılar halende yaşatıyorlar

En zalim olarak 12 Eylül faşizmi darbesi bu ülkede özellikle sağda da var olsa da sol düşünen demokrat düşünen laik demokratik çağdaş hukuk devletini savunan insanların halkların üzerinde silindir gibi geçti.Ancak o zaman her ne kadar sivil faşist bir gurup elaman olsa da bu günkü gibi yasal statüye geçirilen bir yapıya izin verilmedi vermediler.Yeni KHK ile sivil milis yapılar oluşturulabilinir. Bu sivil ve silahlı çeteler yolda herhangi bir toplantıda oturumda ya da yolda yürünüldüğü sırada bunlar devlete karşı vs vs saçma sapan hiç alakası olmayan bir bahane ile o insanlara sıkabilir öldürebilir ve yeni KHK ile bu hareketi yapanlar yaptıranlar hiçbir ceza almazlar almayacaklar. Eh bunun adı nedir? Böyle bir harekete ve bunun yapılması için KHK çıkaranlara ne denir? Bunun takdiri de size kalmış ister susun ister susmayın artık sıra herkese gelebilir herkese nerede ne zaman ne şekilde bir icraat yapılacağını kimse bilemez durumdayız ve önümüz tamamen karartıldı ve her an bir uçurumda ya uçacağız ya da uçuracaklar.  

Bakın gazetemizin yazarlarından Yusuf Bozkuş OHAL ve KHK ile yeni getirilen maddeye neler demiş “  Sivil paralı faşist ve ışıd vari çetelere getirilen hem af hem de cezasızlık KHK sı TBMM baypas edilerek geçirildi.Amacı net olarak paramiliter bir güç oluşturup,bir işaret ile hedefe saldırmak olan bu garabet dünyanın “normal “ülkelerinde olacak bir şey değildir.Her ülkede silah kullanma yetkisi yalnızca kolluk kuvvetine aittir.Kabile devletleri belki böyle bir düzenleme yapabilir.Yapılan düzenlemenin amacı 15 ve 16 Temmuz ile sınırlı değildir. Bunu açıkça yazmıyorlar da kelime oyunu ile geçiriyorlar.” diyor

Ve devam ederek “  Böyle bir yasa olmaz! Toplumsal muhalefet susturuldukça, yaşam hakkına müdahaleler yoğunlaşacaktır. Demokrasi bir kültürdür. Bu kültürde gelmeyen ve Osmanlı hanedanlığına özenen bir zihniyetin kendiliğinde OHAL kaldıracağını düşünmek ham bir hayaldir.”

Kendiliğinden tabii ki kaldırmaz kaldırmayacak zaten kaldıracağı bir maddeyi neden getirmiş olsun ki?

Onlar kaldırmadıkları gibi daha beter bu anti demokratik KHK Maddesini daha da çok bu gün olduğu gibi savunacaklardır.Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak laz’ile Kürt’üyle Çerkez’i ile Alevi si ile Sünni ise ile Türkü ile Ermeni ise ile susmayalım demokratik haklarımızı sonuna kadar direnerek anlatarak birlik beraberlik içerisinde tek vücut olalım. Susmayalım sumaktan yana olmayalım çünkü sıra susanlara da geldi artık. Faşizme karşı birleşmeyenler bir gün faşizmin tutsak evlerinde birleşirler bunu da bilelim.

Türkiye 15 Temmuz 2016 da FETÖ Terör örgütü tarafında hazırlanan bir darbe kalkışması yaşadı ve Allahtan çok kısa bir sürede bastırıldı. Failleri zanlılar o günden bu güne kadar yakalandı yakalanıyor.

Gerçekten o darbe girişimine kim destek vermiş kim katılmış kim 250 kişinin ölümüne ve binlercesinin yaralanmasına sebep olmuşsa TBMM kim bombalamışsa en kısa zamanda yakalanmalı ve hak ettiği ceza hâkim ve savcılar tarafında verilmeli.

Bunlar yapılması gerekirken asıl suçlulara yakalanması gerekirken darbe girişiminden hemen sonra yapılan ilk açıklama da  “ 15 Temmuz Allahın lütfü “  denildi.Ve ikinci bir darbe yapılarak 20 Temmuzda tüm yurtta OHAL ilan edildi.Böylece OHAL kapsamında KHK lar la kendisine muhalefet olan ve demokrat kişileri işinden etmek konuşan gazeteci aydın siyasetçi kim varsa tutsak etmek ve kararnamelerle ülkeyi yönetmek süreci başladı.  Allah aşkına bu ne demek?

FETO dedikleri gök cismine benzer UFO’lar bahanesi ile toplumsal yaşamı zapturapt altına alıyorlar. Tabii Bur da ilginç olan gerçekten insanı şaşırtan sanki KHK ları Devlet Bahçeli yazıyor! Ki Devlet bahçeli bu KHK ları ve onunla yapılan anti demokratik uygulamaları Bahçeli AKP li ler den daha hararetli heyecanlı savunuyor. Muhalefet parti iktidarı iktidardan daha fazla savunuyor.    AKP milletvekillerinin savunamadığı şeyi Bahçeli savunuyor, onlardan önce atlıyor.

Allah aşkına bu ne demektir anlayan varsa bize de anlatsınSon yayınlanan KHK lara ve tüm yönetim şekline baktığımızda OHAL tamamen diktatörlük ve tek adam rejimi inşa etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır. Gayri meşrudur. Türkiye hem AKP den hem yalnızca tabelası kalmış MHP den büyüktür.

 Tüm toplumsal muhalefet cesaretlice OHAL e dur deme mücadelesi yürütmelidir. Aynı 16 Nisanda olduğu gibi “ demokrasi ve Cumhuriyet “ sevdalıları bir tek yumruk olmalı ve tek adam rejiminin gerçekleşmesine izin vermemeli.

OHAL sürdükçe AKP/ MHP iktidarında kurtulma şansı yoktur. Bu koşullarda yapılacak hiç bir seçim vs meşru olamaz.O nedenle ilk hedef bir an önce OHAL in kaldırılması daha sonra da OHAL siz yapılacak 2019 seçimlerinde faşizme karşı omuz omuza olmak ve demokrasimizi yeniden bütün kuralları ile yerleştirerek Cumhuriyeti koruyup kollayarak Demokratik Türkiye Cumhuriyetini yeniden daha sağlam temeller üzerinde inşa etmeliyiz.Hayır, bunları beceremez tek adam rejimine mani olamazsak şunu iyi bilelim ki sıra o susan bana değmeyen yılan bin yaşasın diyen herkese de sıra gelecek ve bir şekilde de eğilecek.

Benden hatırlatması gerisi size kalmış. 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum